Sayfalar

30 Eyl 2011

Ergen Problemleri

Üniversiteden daha büyük bir problem varmış o da Nerede kalıcam ?? Başlangıçta çok kolay bir sorun gibi görünse de derinlerine inildikçe hatta bizzat yaşadıkça dahada büyüyen bir problem. Hele aileniz eşşek kadar kız oldun kendi başının çaresine kendin bak diyorsa o zaman vay haline. Vee yetmezmiş gibi devlet yurdu çıkmadıysa eve çıkıcak arkadaşın yoksa offf ulen offf :) Geçiriceğin evreleri kısaca anlatıyım : Yeni ergen üniversiteye gelir ama tek derdi nerde kalıcam ben ya olduğu için öyle etrafına malak malak bakar. Daha sonra bi tanıdığının evi yoksa pansiyonda bigün kalır sonra uzun kuyruklar yorucu beklemeler sonucunda devlet yurduna misafir olarak girer. Misafiriz sonuçta iyi bakılırız modunda odaya gider ve 11 kişiyle beraber yaşıycağının dolabı olmadığının farkına varır bi şoklar. :D İlk zamanlar devlet çıkana kadar misafirhanede kalırım diye düşünen ergen odayı görünce burdan bir an önce nasıl çıkarım diye düşünmeye başlar. Tabiki o 11 kişinin içinde iyi insanlar muhakkak olur ama bi o kadarda gancık kız olur. 2 tane iyi arkadaş bulduğunda hemen ev aramaya başlar. Ama üniversite başlayalı 1 hafta olduğu için ev ilanlarında ki numarayı aradığında ''verdik biz onu yavrum'' cevabını alır.İlk günler okula yakın ev bakarken direnci kaybolan ergen ebesinin nikahındaki yerlerede bakmaya başlar. En sonunda eşyaydı kiraydı komisyondu depozitoydu altından kalkamıyacağını anlayan ergen gider özel bir yurda yazılır. Ama dertler bitmez. Bir oda arkadaşı denk gelir bela mı bela yemekler soğuk insanlar salak. Lan ben naptım der ama çok geçtir çünki bi senelik kontrat imzalanmıştır. Bu hikayenin mutlu sonla bitmesini çok isterdim ama öyle bir dünya yok :}

14 Eyl 2011

Ekran Klavyesi

Bilgisayarı keşfediş ; ama 11 yıllık bilgisayarımı :) Başlat/tüm programlar/donatılar/erişebilirlik/ekran klavyesi. Niye bana kimse bunu söylemedi ya ? Şuan sırf bu ekran klavyesini kullanmak için bu yazıyı yazdığımı itiraf etmek zorundayım. Ama şuan vazgeçtim sabır yok arkadaşım bende. Yeter beee. Annemin klavye kullanışı gibi kullanıyorum. Aynı anda 2 tuşa basma olayı olmadığından çok yavaşım. Herşeyin orjinali diyip konuyu kapıyorummm :)

11 Eyl 2011

Şartlandırılmış Duygular

Facebook sağolsun ve daha nice sosyal ağ insanlar aynı sözleri beğenip aynı sözleri kendi hayatlarında bizzat yaşadıklarını söylüyorlar. Bütün insanların DNA'sı farklıyken nasıl oluyorda aşk hayatları böylesine tıpatıp aynı oluyor. Biz sıradan değiliz diyen çok çift arkadaşımı gördüm ama evreler hep aynı. Duygular aynı. Bunun bir nedeni olmalı. Yada daha öncekilere bakıp almamız gereken bir şey olmalı. Mesela gururun aşkı öldürdüğü defalarca söylenirken bütün büyük aşkların halen daha gururla bitmesi nasıl bir olaydır. Yada bütün aşklar biter felsefesiyle elinde sonunda biticek dediğin ilişkinin bitmesi . .
Aynı hani şu zıplayan böcek hikayesine döndü. Bir kaba zıplayan böceği koymuşlar kapağın üstünüde camla kapamışlar böcek zıplamış zıplamış her seferinde kafayı çarpmış sonra çarpmıycağı şekilde zıplamaya başlamış camı kaldırmışlar hala çarpıcam diye düşünüp zıplamasını kısa tutuyormuş falan fistan .
Niye bu denli şartlandırıyoruz kendimizi neden mutlu olmamak bu kadar favori?
Sen sanki mutlu olmayı başarabiliyormusun diyiceksin ama bende başaramıyorum mutlu olup kafayı cama vurmaktan korkuyorum. Ama nereye ne zamana kadar korkulara yenilicez?

10 Eyl 2011

İnsan Yüzleri

Annem, babam yaşındaki insanların yüzlerine dikkatli bakmayı öğrendim. Göz ve dudak çevresinde kırışıklık olanların çok güldüğünü anladım, alnında çok kırışıklık olanlarınsa hayatı boyunca en ufak şeye kızdıklarını.

İç Ses

Hani filmlerde ve kitaplarda bahsederler ya iç ses diye. Ben bu iç sesi hep beynimin içinde konuşan ben sanırdım sonra insanlarda arada bir gelen şey bende nasıl hiç susmuyor derdim. Ve birde bendeki 1 tane de değil. İç sesim bana birşey söylerken onun içindeki sesim onun söylediğinin saçma olduğunu söylerken onunda içindeki sesim aynı anda ikisinin nasıl konuştuğunu söylüyor. Biraz anlaşılamaz bir cümle olabilir ama yapabileceğim birşey yok durum bu. Ama ben zamanla onların iç ses değil insanın karakter zıtlaşması olduğunu anladım. İç ses dediğin olay 6. his gibi birşeymiş sanırım böyle kırkyılda bir gelip bi bokluk çıkıcağını habercisi bi'nevi. Bu durumda benim iç sesler benim karakterim olup sürekli çatışmalı ya benimkiler çatışmıyor. Ciddi ciddi çatışmıyor hatta birbirlerini onaylıyorlar. Ama şöyle bi durum hepsi bana zıt bir birlik gibi. Toplaşıp bana laf sokma merakındalar. İç seslerim bile kendi aralarında kavga ediceklerine benimle kavga ediyorlar. Off bak gene bir olumsuzluk bulup hayattan soğudum :D

Karmakarışık

Ünlüler kaprisli olur derler ya bende şimdiden başlayan bir kapris bir havalar. Blogumdan bile belli oluyordur. İşime gelince yazmalar keyfim attıkken sadece taslakta bırakmalar. Şöyle bi baktım da kayıtlarıma gönderilerden çok taslaklar var. Hep yarım kalmış metinler. Dün gece içimden yazmak geldi bi kağıda yazdım yarın geçiririm bloga dedim ama bugün aslında herşeyin yerinde güzel olduğunu o yazının o kağıtta mutlu olduğunu anladım.Gece aklımdan geçenlerin aklımda mutlu olduğunu anladım. Şimdide yalan söylediğimi farkettim aklımdakiler aklımda hiç mutlu değil. Aman be felsefe yapmayı bırakıp şu aklımdakileri geçireyim bari :D