Sayfalar

7 Oca 2012

Otobüs

Otobüsteyim. Naber? Pamukkalenin en hoş arabalarından biri kafamı havaya kaldırdığımda çok seksi görünüyor. Teknoloji harikası gibi birşey bu ya. Sadece şeklini teknolojiye yormak saçma oldu ama hoşuma gidiyor. Böyle övünce de Pamukkalenin reklamını yapıyormuşum gibi oldu. Arada ekranları bozuluyor diyim de öyle görünmesin :) Dışarıda yağmur var. Yağmur yağarken sıcak bir pencere kenarında olmak hep hoşuma gitmiştir. Ve kitap okumak. Benim kitap okumam için özel bir ortam gerekmiyor tabi ama böyle havalarda çok daha keyifli oluyor. Yağmurlu havada birde sinemaya gitmeyi seviyorum ben. Neden derseniz ; güneşli havada sinemaya gittiğimde kendi hayat filmimi izliyemiyormuşum gibi geliyor. Dışarıda ışıl ışıl bir gün varken kapkaranlık bir odada hayali ürünü izleyerek kendi hayallerimi öldürüyormuşum gibi geliyor. Filmlerin her zaman hayal gücümü olumsuz etkilendiğini düşünmüşümdür zaten. Bana o filmin senaryosunu vericeksin sahneleri ben gözümde canlandırıcam. Ki daha sonra senaryolaştırılan bir çok kitap okudum. Benim hayal ettiğimden daha güzel yapamıyorlar. İnsan hayal gücü sınırsızdır. Teknoloji beyninizin oluşturduğundan daha gelişmiş değil henüz. Bence hayal edin :) Otobüs diye girdim nerelerden çıktım :) Yağmurlu havada güneşli havada çok hoş, her ikisininde kendine göre güzelliği var. Çoğu insan kendini güneşli havada iyi hissedip yağmurlu havada bunalım takılır. Bunun bilimsel bir nedeni vardı. Bulutların yaklaşması nedeniyle hava daha yoğun oluyo oksijen daha az hissedilir oluyor oksijende insanı güldüren ve mutlu eden bir gaz olduğu için o günler insanlar kendini daha mutsuz hissediyor. Güneşli günlerde ise oksijen havaya hakim olduğundan kendimizi çok daha iyi hissediyoruz. Aslına bakarsanız bana çok güvenmeyin 12 yaşımdayken biyoloji dersinde öğrendiğim bir olay kesinliğinden emin bile değilim :) Ben seviyorum yağmuru, suyu ,denizi :) Her konudan birazcık yazdığımı için toparlıyamıyorum buda böyle kalsın o zaman öpüldünüz :)

2 Oca 2012

Öz Güven

İnsan öz güveni nereden gelir bilmem ama benim kendimi bildim bileli vardı. Babam küçükken okula götürmezdi bizi, kendi başlarının çaresine baksınlar derdi. Bunu duyunca annem çıldırırdı."Hap kadar çocuklar bir başlarına nasıl giderler okula" diye.Babam toplantılarıma da gelmedi, karnemi almaya da... Küçükken bizimle ilgilenmek istemiyor diye düşünürdüm.Başlarda üzülüyordum, sonra umursamamaya başladım.Daha 8 yaşındayken dışarı çıkarken haber vermez, eve de kafam esince gelirdim. 15 yaşındayken yazlıkta gece 2de eve girmeye başladım.
Oda arkadaşım var kız 18 yaşında dışarı çıkmaya korkuyor, ya kaybolursam diyor. Bir etkinliğe gidecek ya başıma bir şey gelirse.. Hayatım boyunca karar vermekte hiç sıkıntı yaşamadım.Hiçbir şeyden korkmadım.Tanımadığım şehirde yalnız kalmaktan korkmadım. En başında ben hiç YALNIZ kalmaktan korkmadım.Babamın bildiği bir şeyler varmış, bizi bu günlere hazırlamış.Şuan kendime bu denli güveniyorsam, zamanında 7 yaşındaki çocuğa "kendi işini kendin yap"diyen babam sayesinde